This Page is Dedicated to
My DEAR FATHER ;
NIYAZI ÇETIN
Passed away; 17 August 1999 ( On his Birthday ! ) Yalova Earthquake .
For Visit His Memorial Page ; Click on " Photo "!
Yaşam Ayrıntılarda Gizlidir ...! Bora ÇETİN
BENIM HAYATIM ;
( MY LIFE );
Sorry it's Only "TURKISH" ( I Couldn't Translated Yet )
!
( Aklımdan Geçenler )
KISACA :
17 MAYIS 1957'de, Müthiş Fırtınalı bir günde AFYON Devlet Hastahanesinde ( Babamın Afyon'da Görevli olması nedeni ile ) Doğmuşum.
KASIM 1957'den beri KADIKÖY'lüyüm. ( Üç Yaşıma kadar, arada bir
" SAMATYA " Serüveni'de var.... )
Ailemiz ,ÇETİN AİLESİ ;Anne Tarafından ISTANBUL'lu (
" Dedem ; Demiryolcu MAHMUT Efendi " ve
" Anneannem HAYRİYE Hanım ")( Dedesi, "Osmanlı Saray Aşçısı"ymış !) ( Fotoğrafta, kucağındaki Annem ) ,
Baba Tarafından ise ISPARTALI
" ( Büyükbabam ; Sağlık Memuru SÜLEYMAN ÇETİN ve Babaannem ZEHRA ÇETİN )
" olarak 1956 yılında kurulmuş , Anne - Baba ve Tek çocuk'tan oluşan , ortahalli ( Memur ) çekirdek bir Türk ailesidir.
Babam TÜRKİYE'de ; 44 yıl Ülkemize hizmet etmekle gurur duyup " 37 Yıl aynı görevde kalabilmiş " ender bürokratlardan, emekli
" KADIKÖY PTT Müdürü " ; ( Kadıköy'ün PTT Müdürü )
" NİYAZİ ÇETİN "'dir.
Annem ise yine eski PTT'ci, PTT Hastanesi
" Personel Amirliğinden " emekli ; MÜEYYET ÇETİN'dir. Görüldüğü üzere ,Ailemiz PTT'cidir ve İçinde yetiştiği , cefakar Posta çalışanlarını ayrı ve farklı duygu ile sever.
ÇETİN Ailesi ; 17 Ağustos 1999 tarihinde Sevgili Babacığım'ı YALOVA Depreminde yitirişimize kadar birlikteliğini, mutluluğunu ,huzurunu hiç yitirmeyen bir
aile idi............
...
Gözünü KADIKÖY'de açmış biri olarak, KADIKÖY aşığıyım !.
KADIKÖY' ün ESKİ HALİ'ni ( özellikle 60'lar ); Her sokağını (
" Mühürdar " ) , Her Semtini (
" Fener Burnu " )
(
" Moda " )
, Her Evini ve doğal olarak Kasım 1957'den beri yaşadığım ve anımsayabildiğim tüm evleri, Özellikle ....;
" Altıyol , Vişne Sokak, No=2/2 " , ( 2002'deki durum; son durum ) deki " TALAT " apartmanı'nın 2. katını.... ( İlk yaşadığım MODA ve RIHTIM Caddesindeki Evleri'de buldum ! ) ......... , Betonlaşmamış KADIKÖY'ü (
" ÇAMLICA'dan Bakınca " )........, Denizlerini ,(
" Kıyılarını " ), Yüzmeyi-Dalmayı öğrendiğim Plajlarını ( Özellikle Doldurulmadan önceki
" DRAGOS " u ) , Pastanelerini, Sinemalarını ( OPERA gitti, EFES gitti, Opera-Yazlık ve Süreyya-Yazlık gitti, REKS, KADIKÖY ve
" SÜREYYA "'nın gitmesine az kaldı ) çok özlüyorum ve çocukluğumun KADIKÖY'ü ( özellikle 60'lar ) burnumda tütüyor doğrusu.
( DRAGOS için yaptığım yeni sayfayı mutlak ziyaret ediniz ! )
Çocukluğumun " KADIKÖY ÇARŞISI " nı gözlerimin önünden ayıramıyor ve çok özlüyorum. Çarşımızın her sokağı , her dükkanı , her dükkan sahibi ve esnafı gözümün önünde ;
( Kasabımız ve dostumuz HULUSİ (Kutun) Amca - oğlu Halit ilkokul arkadaşım -, Yumurtacımız ALİ Amca (Çatalyürek), Manavımız ŞÜKRÜ Amca (Çatalyürek), Bakkalımız Kör Süleyman, Balıkçımız Fehmi ( soyadını unuttum )( Artık Yoklar ! ), ................ Lokman Fırını, Adana Urfa Kebapçısı ( Hacıbekirin yanindaki, içinde fıskiyeli havuzu olan, kanaryalı )( Artık Yok ! ), İngiliz Kooperatifi ( Artık Yok ! ), Tipi ( Artık Yok ! ), Brezilya Kuruyemişcisi, Şöhret (Helvası başkaydı)( Artık Yok ! ), Hacıbekir,
" Baylan " ,
( Baylan Kadıköy ) (Mayk bey kulakların çınlasın), .. ( Baylan'ın yeni web sayfası için ,
Baylan 'ı tıklayınız. ) ....,
" Cemilzade " ( Kristal yeşili, nane-limonlu şekeri unutamıyorum ), Kars Pastanesi, Bileycinin yanındaki Yufkacı, Yanyalı Fehmi Lokantası, Kaygısız Lokantası, Klisenin yanindaki minnacık Kardeşler Kurukahvecisi ( Artık Yok ! ), Mısırçarşısı, İkram Turşucusu, Gençlik Kitabevi, Berberimiz Ömer usta ( Vehbi amca ), Ankara Pazarı, Volkman kurutemizlemecisi ( Artık Yoklar ! ), ................) Hepsi, ama hepsi ayrı bir öykü ( belki'de Roman ) konusu.
Askerliğim sırasında burnumda tüten iki şey vardı ; biri 3 aylıkken bırakmak zorunda kaldığım oğlum " CAN ÇETİN " , diğeri'de " KADIKÖY ÇARŞISI " ............
İleride mutlaka " KADIKÖY ÇARŞISI " üzerine birkaç satır yazacağım... ( Belgesel için geç kaldığımı biliyorum ...! )
Not: KADIKÖY ile ilgili bilgileri ,
KADIKÖY Belediyesi'nden izleyebilirsiniz.
Eğitimimin büyük bölümünü KADIKÖY'de tamamladım. Sırası ile ; 1962'de KALAMIŞ Yuva'da başlayan ilköğrenim yaşamım; Özel yetenek sınavı ile 1963 yılında 2. sınıftan başladığım;
" ÖZEL MORAN KOLEJİ İLKOKULU " ile temelini atmış oldu. ( İlkokul 2 den İngilizce, 4. sınıftan'da Fransızca eğitimi başlardı ) Ortaöğrenimimi; ÖZEL MORAN KOLEJİ ve KADIKÖY ORTA OKULU ile sürdürdüm. Lise eğitimimi
" FENERBAHÇE LİSESİ "nde tamamladıktan sonra Yükseköğrenimime
" İ.T.Ü. MADEN FAKÜLTESİ " NDE devam edip
" JEOFİZİK " MÜH. Bölümünü bitirdim. Deprem Mühendisiyim ,( Hiç Mühendislik yapamadım ...... ) Satış ve pazarlama konusunda çalışmam ve özel eğitimim nedeni ile 1990 dan beri Pazarlama Müdürlüğü ve 1998'den 2003 yılının başına kadar'da Matsushita Co. (Panasonic/Technics)'in Türkiye distribütörlerinde, Pazarlama-Ürün müdürlüğü yaptım. 2004'den beri ise, yaşamım boyunca en çok yapmak istediğim işi yapıyorum ve bu yüzden pek mutluyum. ( İş yaşamı bilgilerini ÇOK merak edenler
" Curriculum Vitae " ( Ne Zıkkımsa ... )' yi tıklayabilirler.)
SUALTI
ve
DOĞA AŞKI :
Yaşamımın ilk anımsadığım yıllarından beri DENİZ'ile iç içe oldum. Yüzmeyi sevgili babacığımdan öğrendiğim zamanı hatırlayamayacak kadar küçüktüm. Ancak "Krawl" stilini öğrettiği zaman ilkokula yeni başlamıştım. Hep denizin dibini merak ederdim, 3-4 metre derinliği hayranlıkla su üstünden izler ve suyun dibine inmenin ve o güzellikleri görmenin bir yolu olmalı diye düşünürdüm.
Sualtı ile tanışmam; 1965 Yılında alınan "Marmara" marka Ördek-palet ve
" Tamçene-pinpon toplu " bir sualtı gözlüğü ile; önce Caddebostan sahilinde ve ÇINARCIK'ın ( Ozamanlar bir köydü ) Çakıllı
" kıyılarında " başladı, Kadıköy Kıyıları (Özellikle
" DRAGOS " )'ta sürdü. Kabuklu ve diğer sualtı canlıları ile tanışmam bu yıllardan başlar. 1975 de, SCUBA'yı öğrendim, ancak SKIN (serbest dalışı) hiç bırakmadım. Sualtı
" avcılığı " ile başlayan serüven ; Kabuk kolleksiyonculuğu, Sualtı
" fotoğrafçılığı " ve Sualtı filimciliği ile sürmekte.
İlk Sualtı Fotoğraflarımdan biri ödül aldı......
(
" 04/06/1990 İTÜ S.S.K. SUALTI FOTOĞRAF YARIŞMASI " ve Ödülüm...
" HALUK CECAN ÖZEL ÖDÜLÜ " )
" İTÜSSK " ve
" IBDIK " teknik komite üyesiyim. Türkiye Sualtı Federasyonu'nun kurulmasına katkılarım oldu . Iki yıldız bröve verdiler. 1980'lerden beri "MARMARA" yı kurtarabilmek için elimden geleni yapıyorum.
Basılmış Sualtı-Çevre Yayınlarım;
(" YAŞAYAN DENİZ " ŞUBAT 1991 SAYI: 2 CAN ÇEKİŞEN DENİZLERİMİZ (
" S:24 "-
" S:25 "-
" S:26 " ),
(" YAŞAYAN DENİZ " HAZİRAN 1991 SAYI: 6 CAN ÇEKİŞEN MARMARA (
" S:32 " ),
Verdiğim konferanslar ;
(10/05/1996 İSTEK SEMİHA ŞAKİR LİSESİ " DENİZLERİMİZİ KORUYALIM " ( VIDEO KONFERANS ),
( 15/06/1996 KADIKÖY KÜLT. SNT. MERK. " DENİZ KİRLİLİĞİ " ( VIDEO KONFERANS ).
5 HAZİRAN 1991 ; Türkiye ve Dünyada
" ilk kez " organize edilen ,
" birçok SUALTI KLUBÜ "nün katıldığı
" SUALTI PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ "nün düzenleyici ve
" KATILIMCI "larından biriyim.
Kısaca 1970'lerden beri ÇEVRECİ'yim ( Bu sözcük yeterli Gelmiyor ) , ÇEVRE SAVAŞÇISI'yım...! , 1998'den beri Aktif
" GREENPEACE "Destekçisi ve
" Üyesi" yim. ( Sizde Greenpeace
" Destekcisi " olmak istermisiniz ? )
Ayrıca oğlum CAN ÇETİN, 1995 yılında İNGİLTERE - Eastborne'de düzenlenen
" LEAVE IT TO US "; " İlk, DÜNYA
" ÇOCUK ÇEVRE "; Konferansı "nda ülkemizi temsil eden 6
çocuktan biridir ve "UNEP"; üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Eğer sizde Sualtı dünyasına ilgi duyuyorsanız lütfen bu işi bilinçli yapınız , bunun için ;
SCSPF İst. temsilcisi sn. YILMAZ AKYUNUS tan bilgi alabilirsiniz. (0216-370 51 70 )
NOT = Spor yaşamım yanlızca SUALTI ile sınırlı kalmadı. 1975 - 76 sezonunda Sevgili klübüm Fenerbahçe'de "KÜREK" de yaptım. ( 4 tek - dümencisiz'de üçüncü kürek'tim )
DOĞA SEVGİSİ , yine çok küçük yaşlarda sevgili Babacığım Niyazi Çetin sayesinde oldu. Bahçe ile uğraşmak, AĞAÇ Ekmek onun en sevdiği, en büyük uğraşı idi. 1960'larda, Dragos sayesinde bana da aşıladı. Bir domatesi yetiştirmekten, kendi diktiğim bir çiçeğin, AĞAC'ın büyümesini görmekten zevk alarak büyüdüm ben ! Onun için'de, yeşilliğe, Doğa'ya hayranım. En ufak bir yaprağın bile kopartılmasına, AĞAÇLARIN BUDANMASINA onun için tahammül edemem !
Hep yeşil'i korumak için uğraştım. ( Greenpeace Destekçiliği yanında, KASDAV Caddebostan Gönüllüleri Çevre Komitesi Başkanlığı, Danışmanlığı görevlerini de bunun için üstlendim hep. )
Babacığım ile birlikte diktiğimiz Kavak ve meyve ağaçları DRAGOS'da duruyor. ( Ne yazık'ki, İst.B.Şehir Belediyesi bir bölümünü yok etmiş ! ) En son kurtardığım ağaç'da; Bağdat Caddesi, Caddebostan Mado karşısındaki, Acıbadem Polikliniği önündeki ÇAM Ağacı. Dostlarım, o ağacın adını; "Bora Cetin Ağacı" koydular ! ..........
17 Yıldır gözüm gibi baktığım Ağaçlarımın, kimler tarafından ve nasıl katledildiğini. Ağaç Kıyımı, Nedenleri, Çözümleri....
1960'lardan, 80'lere, 90'lara, 2000'lere ve Günümüze.... DOĞA'yı, AĞAÇLARIMIZI Nasıl Koruyabiliriz'i anlattağım yeni ( 2014 ) sayfam; AGAC 'ı izlemek için Tıklayınız.
( ATIK SULARIN ARITILMADAN DENİZLERE DÖKÜLMESİNE, DENİZLERE ÇÖP ATANLARA , DENİZ DİPLERİNİN VE DENİZ CANLILARININ CANINA OKUYAN "ALÇAKCA" BALIK AVCILIĞINA , AĞAÇ'LARA ZARAR VERENLERE, NÜKLEER ENERJİYE VE DOĞA DÜŞMANI HERŞEYE KARŞIYIM... ! )
MÜZİK:
Müzik deyince ilk hatırladığım şey; Anneciğimin bana zoraki yemek (mama) yedirirken oyalamak amacı ile masanın kenarına iki eli ile vurarak tempo tutmasıdır. Değişik ritimlerde masa kenarına vurarak tempo tutar ve bendende ayni ritmleri tekrar etmemi isterdi. Ritm duygum, müziğe olan ilk aşkım ve ileride ritm sazlarına ilgim, bu masa kenarı ritmleri ile başlar.
Kendimi bildim bileli hep Evrensel müziğe yatkın oldum, Tek sesli müziklerle ancak ilkel müzikleri araştırırken ilgilenmek zorunda kaldım. Bu nedenle Müzik yaşamımın oluşması; 20 Mart 2001'de yitirdiğim, çok sevdiğim;" SAMİHA " Teyzemin götürdüğü İDSO ve İDOB Konser ve gösterileriyle , daha sonrada Bilinçli olarak 1965'de ,( Moran Koleji Servisinde gidip gelirken) " SHE LOVES YOU " yu duyduğum zaman başlar. Daha önceleri Dayım BURHANETTİN 'in pikabında , onun ;DALIDA, TRINI LOPEZ, ELVIS, SHADOWS , BEATLES ( Please , Please Me Albümü ) ve TWIST ! Plaklarını ve 45 liklerini dinlediğimi biliyorum.
Ancak, 1960'ların başlarında beni en etkileyen grubun The SHADOWS olduğunu mutlaka haykırmalıyım. Özellikle, o yıllarda radyoda yayınlanan reklam cıngıllarında mutlaka bir SHADOWS parçası olurdu. "Apache" , "FBI", "Kon-Tiki" ve "The Frightened City"yi halen duyduğum zaman mutlak ürperiririm !
Yine o yıllardan aklımda yer etmiş en popüler parçalar; ( Radyolarda sürekli çalardı ) ; Tom Jones'dan "DELILAH" , Mary Hopkins'den "THOSE WERE THE DAYS", Los Bravos'dan "BLACK IS BLACK", Pepino Di Capri'den "ROBERTA", Neil Sedaka'dan "DIANA", Herman's Hermits'den "I'M HENRY 8", Chubby Checker'dan "TWIST AGAIN", ....... gibi parçalardı.
"ROCK" ile ilk tanışmam; Kadıköy Kuşdili çayırında kurulan Lunaparkın Otomatik pikabına (JUKEBOX) "25 Kuruş" atarak dinlediğim, "LED ZEPPELIN - Immigrant Song" ile olmuştur.
Hayatımın En önemli grubu JETHRO TULL ile tanışmam ise ; 1970 yılında " Teacher " parçası ve Sonrasında ; AQUALUNG albümü ile olmuştur.( Bkz:
" JETHRO TULL " Sayfalarım .... )
İlk Pikabım ; "Phılıps" radyoya bağlanmış bir "BSR" idi. İlk teybim yerli malı ,Makaralı bir "PALANDUZ" du .
" Plaklara " ve elektroniğe ilgim o yıllarda başladı.
Daha sonra ,evdeki diğer lambalı radyoların hoparlörlerini söküp, odamın tavan köşelerine kablo çekerek MULTISOUND bir sistem oluşturduğumu hatırlıyorum ( Belkide Surround sistemin ilk temellerini ben attım...! ). HI-FI Merakı ve "AUDIOPHILL" hastalığı böyle başladı.
( O Yıllardaki Odamın Duvarlarını merak edenler...Tıklayın !
" MY WALL1 " ,
" MY WALL2 " ,
" MY WALL3 " ,
" MY WALL4 " ......)
Sevgili Babacığım ve Anneciğim ; FOTOĞRAF çekme merakım ve
" İLK ÇEKTİĞİM FOTOĞRAFI " görünce , Demokratik aile yapımız nedeni ile bana sordular; - " Fotoğraf Makinası ve Agrandisor seti'mi , yoksa STEREO PİKAP'mı ? " , Kararım kesindi tabii............
( Not; Fotoğraf sanatına hep ilgi duydum. Bu konu ile ilgili babacığımın aldığı kitapları okudum, kendimi geliştirdim, iyi " fotoğraf " çekerim, daha da iyilerini çekeceğim. Sualtı fotoğrafçılığım'da fena sayılmaz.) Fotoğraf Örneklerim için, Ağustos 2002'de yaptığım yeni Sanat Fotoğraflarım sayfama göz atabilirsiniz ! )
1973 teki " İlk STEREO'm" olan Dual-HS 39' dan bugüne , 59 Parça cihaz değiştirdikten sonra şimdiki sistemime ulaşabildim.(
" BORA ÇETİN, Son Sistemi "). Ayrıca 1999 sonlarında oluşturduğum; DVD-Audio/AC3/dts Home-Theatre sistemimden de Konser DVD'lerini izlemekten'de zevk alıyorum.
Yıllarca, hayranlıkla beklediğim sanatçıları, Istanbulda "Canlı" olarak'da izleme olanağı bulduğum için ayrıca kendimi çok şanslı hissediyorum. (
"CANLI" izlediğim konserlerin Bilet kolleksiyonunu merak ederseniz; Mart 2003'de yaptığım yeni Live Concerts sayfama göz atabilirsiniz )
Çok iyi bir kulağım olmasına rağmen ne yazikki 50-60 bin $'lık sistemlere ayıracak param hiç olmadı, ancak herzaman kulağıma en uygun sistemi oluşturabildim ..... ! Zaten bu işin ana kuralı'da budur. Elinizdekideki para ile, kulağınıza en iyi gelen sistemi oluşturabilmek ...!
( Not: Bora ÇETİN, 1995'de kurulan, "Türkiye'nin En Hassas Kulaklar" klübü; "İst. Hi-Fi Club 'e Aralık 2003 tarihinde üye olarak davet edilmiştir.)
Müzik dinleyiciliğinin yanısıra, hep dinlediklerime benzeyen yada tümüyle bana ait birşeyler üretme fikri ile yanıp tutuştum.
Kendi müziğimi yapma fikri 1960'larda; Palanduz teybe kayıt denemeleri yapmam ile başladı, evdeki müzik aletlerinin tümü ile bana göre uygun sesler üretip kaydediyordum. Yaptıklarımın " ELEKTRONIK MÜZIK " olduğunu 1970'lerin ortalarında anladım. Kaset ve makaralı teyp sistemleri ve birsürü mikrofondan oluşan bir düzenek ile doğal sesleri kayıt ederek ve üzerine kendi yaptıklarımı ekleyerek saklayabildiğim ve bugünlere getirebildiğim birçok deneme ürettim.
Halen yine amatörce ( Arkadaşlarımın klavyelerinde, fırsat bulduğumda ) denemelerim sürüyor. ( 17 Ağustos 1999 depreminde Yalçın'ı yitirdikten sonra 2000'li yıllarda Elektronik müzik çalışmalarım aksadı, ancak şimdilerde
" ENİS ve ATİLLA " ile iki gitar ve Perküsyon ağırlıklı
" Akustik " denemeler yapıyoruz.)
( Grup
" 2002 " 'de aramıza Kadir ve Recep'te katıldı. Ben yine
" Davul ? - Perküsyon " yapmaya çalışıyorum ..... )
( 2001 yılında, ENİS, BORA ve ATİLLA'nın "EBA" adı ile kurduğu grubun adını 2006 yılında; ı ÇİVİ olarak değiştirdik. Ayrıntılı bilgi ve ses ornekleri için link'i, ya da aşağıdaki fotoyu tıklayınız ! )
1976 yılında ; ilk birikmiş öğrenci kredilerimi ( 1500 TL / Binbeşyüz Lira ) harcayarak satınaldığım
" Hurda " davulum'u ( hurda olsa'da ) halen kullanıyorum.
Bu davulumla; 70'lerin sonlarında profesyonel olarak birkaç düğün salonunda ( Maltepe-BUCAK ) tamamen ekonomik nedenlerle müzik yaptığımı da inkar edecek değilim. ( Yalçın'cığımın grubu ile )
1977 Yılında profesyonel olarak, Harbiye " EVA " Müzikevinde
" Grand-Party Diskjokeyliği " ve Kayıt tonmaysterliği yaptım.
Daha sonraki yıllarda kendi cihazlarım ve plaklarımla Yalova’da ( Yıkılan
" SEMA SİTEMİZ " in Gazinosunda ) Yarı-amatör Dısco-Pub-Musıchouse işletmeciliği yaptım. ( ELVIS'in öldüğü gün ,özel dinleti yapanlardan biriyim.)
Evde , Odamda oluşturduğum
" Amatör stüdyomda ", Kendi Özel prodüksiyonlarımı yaparak Binlerce ( evet binlerce ! ) kaset doldurdum.
1976 yılında İSTANBUL RADYOSUnda Nejat Çetinok ile birlikte Kendi plaklarımla; "Konuk Prodüktör" olarak bir program yapıp, bir adet’de "Gece ve Müzik" benzeri program hazırladım. ( Konuk Prodüktör programını, İzmir radyosu-Ümit Tunçağ için kaydettim. Üç parça çaldım ; İlk parçam o sıra Türkiyede kimsede olmayan Jethro Tull " MU " albümünden, Jethro'nun hiç bilinmeyen bir parçası = " Rainbow Blues " , ikinci parçam Uriah Heep'in ilk albümü " Very Eavy..." den " Come Away Melinda" , Üçüncü Parçam ise Macar topluluk "OMEGA" dan "Time Rubber" albümünden "Russian Winter"dı.
Program yayınlanmadı. Çünkü "Come Away Melinda" nın sözleri DENETİM'e takılmıştı.
Bu, benim Denetime takılan ilk ve son radyo programım oldu ).
( Radyoculuğa, program yapmaya bayılıyorum .... en sevdiğim iş ! )
( 2004 yılında, düşlerim gerçek oldu, TRT Istanbul Radyosunda Dış Yapımcı olarak, RADYO 3 için "Rock Efsaneleri" adlı bir program yapıyor ve sunuyorum. Ayrıntılar için; www.rockefsaneleri.com 'ı tıklayınız ! )
Yine aynı yıl ,TRT SPİKERLİK sınavlarına "Orhan Ertanhan" ile birlikte başvurup, 2000 kişi arasından seçilip, kalan 200 kişi ile Ankara'da ses sınavlarını da kazanarak 22. Oldum. 20 kişi alındı. ( Ne talih ? 2. yedektim. ). ( Aslında kendi şansımı kendim bozdum, Babacığımın binbir güclükle ayarladığı "Yücel Çakmaklı" gibi bir torpili ara-MA-ma dürüstlüğünü ( Enayilik desek daha doğru olacak ) gösterek ! ayağıma gelen fırsatı kaçırmış oldum........)
( 2005'de "Rock Efsaneleri"ni KENDİ SESİM'le sunabilmeyi başarmam ve ses sınavından geçmem, 1976'nın rövanşını almak anlamına'da geliyor benim için !)
1991 Yılında , Istanbul Televizyonu TRT 2 'nin düzenlediği " MÜZİKLE YARIŞIYORUZ " Yarışma Programında , o güne kadar yarışanlardan daha fazla soru bilerek ( 10 sorudan 9 unu bildim ) , kazanılan en büyük ödülü aldım ( CD-Player , 18 yıldır kullanıyorum ).
Müzik dinleyiciliği ve izleyiciliği sürüyor. 1960'lardan başlayan
" PLAK HASTALIĞIM " ile gelişen kolleksiyonculuğum nedeni ile yüzlerce "Long Play" ( VINYL ) ve CD'den oluşan müzik Arşivim ve video kayıtlarından oluşan Muzik-video arşivim, ayrıca Türkiye'de ender rastlanacak bir "Müzik DVD" arşivim var.
( 70'lerin başında, daha öğrenci iken sevgili babacığımın verdiği harçlığın büyük bir bölümünü PLAK almak için kullanarak başlattığım alışkanlık, yaşamım boyunca sürdü. Elime geçen paraların büyük bir bölümünü ; PLAK, CD ve DVD'lere yatırdım. Halen'de yatırımı sürdürüyorum ! Bu yüzden, hayatta ARŞİV'imden başka birşeyim YOK ! )
Arşiv sayfama Mutlak göz atın ! ( " ARSIV " ).
( 2017 yılında, ARŞİV'in 50. yıldönümü Özel sayfasını ( 50. ANNIV. ) mutlak izleyin. )
Plaklardan aldığım tadı dijital teknolojiden ( 2001 Yılında 192 kHz-24 Bit'lik "DVD-Audio" ve 2003'de "SACD" teknolojisine geçmeme rağmen ) hala alabilmiş değilim. Ama ne yazikki artık eski adetlerde Plak üretilmiyor. Üretiliyorsa bile diskoteklerdeki o anlamsız hip-hop-rap seslerine eşlik etsin diye habire ileri-geri parmaklanıp durmaları için. ( Yazık Yahu , ben bugüne kadar parmak sürmedim yüzeylerine , görünce içim gidiyor ) Yada az sayıda bizim gibi kolleksiyoncular için 33'lük " Vinyl " üretiliyor , o'da CD'den daha pahalı. ( 2005'den sonra, Arşivimdeki eksik plakları temiz ikinci el olarak tamamlamaya çalışıyorum. Yine, paramın çoğu PLAK'lara gidiyor ! )
Bana Göre ; Her, Evrensel-müzikseverin bir "Müzik Dinleme TERBİYESİ" olması gerektiğini iddia ediyorum ve önerim şu ; İyi bir "AUDIOPHILE", sessiz ve sakin bir ortamda, bas ve tizleri iyi duyabileceği bir sistemden ,komşuları rahatsız etmeyecek volümde ve iki hoparlörü 45-60 derece görecek noktada, rahat bir koltukta oturarak dinlemelidir müziğini.
( Müzik dinleme ortamı oluşturabilmek ve Home-Theatre kurmak için görüşlerimi aktardığım yazılarıma, en aşağıdaki "HE" sayfamdan ulaşabilirsiniz.)
YENİ
2017 yılı, benim 1977'de başladığım "PROFESYONEL DISKJOKEY"liğimin de 40. yıldönümü.
Bora Çetin'in 1977 yılındaki Diskjokey anıları için, lütfen fotoyu tıklayınız.
YEMEK:
Ağız tadı ve Lezzet düşkünlüğü ,tümüyle beyindeki zevk alma noktaları ile ilgili .
İyi pişirilmiş bir yumurtanın bile verebileceği haz tartışılmaz. Çok basit de olsa, iyi yapılmış ve özenle sunulmuş her öğün yemek kesinlikle bir şölen olacaktır.
Ağıztadı yeteneğim ,yemek yapma ve yeme alışkanlığım ; çok küçükken bana bakan , Anneannem
ŞEFİKA, Hn.’dan geliyor. Ancak, gerçek yeteneğimin GEN'lerimden geldiği tartışılmaz. Gerçek Anneannem HAYRIYE hanım'ın DEDESi; " Osmanlı Saray Ahçısı " imiş ! ( Gerçek Anneanem HAYRİYE Hanım, ben doğmadan çok önce aramızdan ayrılmış. Şefika anneannem aslında Anneanne değil, Annemin amcasının hanımı, yani yengesi. O'da Samatyalı, ben doğduğumda gerçek anneannem gibi benimle ilgilenmiş ve bakmış ! )
Böylelikle BEN'de, OSMANLI SARAY AŞÇI'sının, "TORUNU'NUN TORUNU" Oluyorum ! ( ona göre ! )
Küçüklüğümde, Şefika Aneannemi mutfakta yemek pişirirken izlemeye bayılırdım. Ocağa boyum yetişmezdi, altıma bir sandalye çeker o başka birşeyle uğraşırken ben ya soğanı pembeleştirir ya da çok düzgün bir şekilde İrmik helvasını kavururdum. Dolma sarmayı, Pilavı tutturmayı, Etin iyisini-iyi tarafını, aklıma gelmeyen birçok seçkin ayrıntıyı hep Annenannem'den öğrendim.
Mutfak ve yemek kültürümü borçlu olduğum aneannem "Şefika Hanım"ı asla unutmayacağım.
Mutfakta birşeyler yaratmaya, üretmeye bayılırım. Salata çılgınlığımı, sevgili babacığım Niyazi ÇETİN'e borçluyum. Gözümü açtığımdan beri SALATA hiç eksik olmadı evimizde ve tabiiki salatacıbaşımız'da babacığım'dı. Ayrıca ÇETİN ailesi geleneğinden gelen ve babacığım ile süren bir " ET " düşkünlüğümüzün'de altını çizmeliyim.
Babadan gelme bir yetenek olarak; Salatalarım çok ünlüdür. Gerçek bir SALATA TUTKUN'u olduğum inkar edilemez ! Salata'sız duramam !
İçinde süt ürünleri içermeyen herşeyi çok lezzetli biçimde pişirebilirim.
9 Haziran 2001'de yaptığım (çok sevdiğim tadlardan) İÇBAKLA.(tıklayın)
Türk mutfağı bildiğim kadarı ile Dünyanın üçüncü büyük mutfağıdır.( Fransız - Çin - Türk ). Kesinlikle Katılıyorum, ( Hatta bana göre BİR NUMARA ! ). O kadar çok çeşidimiz varki, eskileri yaşatabilmeyi ve yenilerini üretebilmeyi sürdürsek , Dünyanın RAKİPSİZ mutfağı oluruz.
Bu işin felsefesi bana göre şu'dur; " Ne yemek yapıyorsanız yapın, Mutlaka isteyerek ve zevk alarak yapın, Hislerinizin yemeğe ,dolayısı ile insanların ağıztadından beyinlerine ulaştığına şahit olacaksınız."
Yemek ve
" Salata " tarifleri çok yer tutacak, en iyisi siz ; "BANA GÖRE ; ISTABUL'UN EN İYİ ANTEB KEBAPLARINI" Deneyin. ( Hoşnut kalmazsanız paranızı ben iade etmem ! )
Tüm Anteb Kebapçıları ve GAZİANTEP Mutfağı için;
Eylül 2002'de yaptığım; www.antepmutfak.com sayfasına göz atabilirsiniz !
Babadan gelme bir "Deniz Adamı" ve "Balıkadam" olmama rağmen, kendi tuttuklarım dışında, tazeliğinden emin olmadığım deniz ürünlerine pek sıcak yaklaşmam.
BİRAZ DA POLİTİKA:
Ben, ilk kez 1977 seçimlerinde OY kullanmış bir Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşıyım. 1982 Referandumunda; "RED" oyu veren Ülkemizin % 7,5 Azınlığından biriyim. Çünkü o zaman 25 yaşında bir ATATÜRK Torunu olarak, %92,5 kafanın seçeceği düzenin Türkiyeyi getirebieceği noktayı görmüştüm !
Yaşamım boyunca Daima İLERİ ! baktım ve yürüdüm . Herzaman dedim ki ; " Geriye bakarsanız geriye gidersiniz! " TÜRKİYE CUMHURİYETİ' nin yönü 1923 de belirlenmiştir. Ancak, ne yazık ki 1950'lerden sonra seçilenler hep ülkemize vermekten çok, almak için uğraşıp durdular.?
Sevgili ATATÜRK'ün ,her dönemin gençleri için söyleme gereği duyduğu
" Gençliğe Hitabe " ( SÖYLEV ) ini satır - satır tam olarak " YÜKSEK SESLE " okuyup , uygulamaya ve uygulatmaya kalktığınızı bir düşünün bakalım ? , karşınıza kimler çıkacak ?
Bunların nedeni; ne yazikki hep geçmiş'le yaşayan yöneticilerin ve yönetimlerin, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVRİMLERİNİ tam olarak anlamamalarından ve anlamak istememelerinden , ayrıca gelecek kuşakların'da DÜŞÜNMEYEN ! kuşaklar olarak yetişmesi için ellerinden geleni yapmalarından kaynaklanmaktadır.
Çünkü ; Düşünmeyen , Sormayan - Sorgulamayan beyinleri , istediğiniz her yönde Kullanabilirsiniz ! ...........
Gençler; Aklınıza takılan herşeyi, Sormaktan, Sorgulamaktan , Araştırmaktan çekinmeyiniz. Bilim ve yaşam kuralları böyle ortaya çıktı.
Okullarda ders olarak okuduklarımız, hep sormak ve sorgulamaktan gelişti ve oluştu.
- "Aralarına bizi de almazlarmı acaba" dediğiniz ülkeler; soran, sorgulayan, araştıran beyinleri ile bugünlere ulaştılar. UNUTMAYINIZ ! (B.Ç.)
Herşey planlı, programlı sürüyor. Türkiye'nin gelişmesine tahammülü olmayan dış güçler ve onların Türkiye'deki uşakları, maşaları, teröristler...... Onların "Türkiye Cumhuriyeti"ne tahammülleri yok, başka şey istiyorlar !
İstiklal Madalyası
Onun için herzaman söylüyorum; Seçim zamanları; Bilinçli yurttaşlar olarak ülkemizin ve çocuklarımızın ( Ve torunlarımızın ! ) geleceğini belirleyecek tek şeyimiz olan OY'umuzu ; bilinçsizce , ona kızarak, bundan intikam alarak değil , ATATÜRK'ün Torunları olarak kullanalım.
ANCAK O ZAMAN TÜRKİYE; Çağdaş ve Yurttaşını düşünen "Sosyal bir Devlet" olacak, hasta olmak demek ölmek demek olmayacak, ... Türkiye; gerçek anlamda "Hukuk Devleti" olacak, Mahkemelerde işimiz olduğunda bağımsız yargıya güvenerek gireceğiz, Adalet Saray'ları'nın kapısından. Polisten korkmak yerine karakollara çay içmeye gidebileceğiz, Avrupalıya "Türk'üm" dediğimiz zaman saygı duyacak, Karayollarında çarpışan araçlar azalacak çünkü biz " YURDU DEMİR AĞLARLA ÖRMÜŞ " olacağız, Gökova'daki Termik santral yapısının yerine bir IHLAMUR ağacı dikebileceğiz, Akkuyu'ya Nükleer santral tartışmalarını hatırlayıp utanacağız, Bergamalı'lardan Özür dileyeceğiz. Tarım ülkesi olduğumuzu hiçbirzaman unutmayıp, ekilebilir tüm tarım alanlarımızı değerlendirip hem köy-kent göçünü engelleyip, hemde karnını doyurmakta güçlük çeken Dünyanın , yiyecek satıcısı olabileceğız....
( Politıkacı nutukları ile karışmaması için kesiyorum. )
Yaşam FELSEFEM :
KARŞIMDAKİ'NİN
AYNASIYIM .. !
" Size nasıl davranıyorsam, biliniz ki;
mutlaka siz bana öyle davranmışsınızdır ...! "
( Anneciğimin sevgili arkadaşı, 1960'ların sonlarında yitirdiğimiz;
Sevgili " ZEHRA TEYZE" min felsefesini yaşatıyorum ..... )( kulakları çınlasın ! )
BAZI ÖZELLİKLERİM ;
01-) Ayrıntıcıyım,
02-) Mükemmelciyim,
03-) Kuralcıyım,
04-) Heyecanlıyım,
05-) Yaşamım boyunca,"Sıradan Biri" olmamak için uğraştım
06-) Çabuk sinirlenir, kısa sürede yatışır ve sakinleşirim
07-) Türkiye'nin durumuna üzülmekten, 40 yıldır çoğunlukla mutlu olamadım
08-) Kuşkucu (septik) davranışlar sergilediğim olur
09-) Olaylar karşısında sessiz kalmam, tepkimi gösteririm
10-) Karşılıksız Severim !
11-) Yapılan iyilikleri'de kötülükleri'de unutmam !
..............( aklıma geldikçe ..., )
SEVMEM ! :
....Tutsaklık, ....Havasızlık, ....Hastalık, ....Şiddet, ....Pislik, ....Parmak Çıtlatılması, ........Sigara, .........Faşistler/ Faşizm, ....Köpekler ( ısıranlar ), ....Gürültü , ....Göbek atmak, ....Akrep, ....Tüm süt ürünleri, ....Ağaç Budayanlar, ....Avokado, ....Tüm kötü kokular, ....Minibüsler, ....Kapı önüne gelip korna çalanlar, , ....Telesekretere mesaj bırakmayanlar, ....Şarj yerine ŞarZ diyenler, ....Yine yerine "Gine" diyenler, ....Kusmak, ....Çay, ..... J&B ve tüm kötü Viskiler, ....Laboratuar yerine Labaratuar diyenler ve LaboratuVar diye yazanlar, ....Boks, ....Yükseklik, ....Sivrisinek, ...... Promosyon yerine "Promasyon" diyenler, .....Anteb Kebapçısında "İskender" ısmarlayanlar, ......Cam Kırıkları, ....Kırıtarak haber okumayı maarifet sananlar ve onları en iyi spiker seçenler, ....Şarkı söyleyince kendini SANATÇI sananlar, .......Ben yemek yerken; karşımda sigara içenler, dişlerini karıştırıp kürdanı yüzüme sallayıp konuşanlar, ....Programsız yaşam-Sürpriz Programlar, ......Yağmurda ve karanlıkta araç kullanmak, ..... Pazar ( gün ), ........ Karanlık, ......... Giysi Alışverişi, ....... Yağmacılar !, ........ Aksesuar yerine AksesuVar diyenler ve yazanlar, ......( Bu Fransız kökenli sözcüklerin arasına "V" harfi koyan tüm gerizekalılar ), ....... Küpe, ......
SEVERİM:
....Temizlik, ....Özgürlük, ....Su , ......ATATÜRK, ....Sualtı, ....Ağaçlar, ....Jethro Tull, ....Kestane, ....
" Aziz Nesin " , ....Tüm Güzel Kokular, ....Ihlamur-İğde-Hanımeli-Yasemin Kokuları ve Çiçekleri , ....Türk dili, ....Bana hayvanca davranmayan Hayvanlar, ....Kahve, ....Konyak (Fransız), ....Kanyak, .......Arşiv Sayfamdaki Müzikçiler , ....8 Saat uyku, ....
Dali Resimlerinin Tümü, ....Dragos, ....James Bond (
" Connery " ), ....e-Type Jaguar, ....Sarı, ....İmbros , ....Ayva, ....Trenler (Demiryolu) , ....CanErik, ....C.Dior ve Davidoff Parfümleri, ....Kediler (Tüyleri dökülmediği sürece), ....Mayıs, .....Programlı Yaşam, ........ Cumartesi, ........Aydınlık, ....... Karikatür, .......... Mizah, ....Viski ( Skoç ve İrlanda ), .......Gıda Alışverişi, ........İlkbahar, ........Zeytin, ......Zeytinyağı, ......Okaliptüs,......Tarçın, ......Nane, ......A.A.A.,
BORA ÇETİN ; Caddebostan / 15 Haziran (June)1998 ............
Last Update : 08 Ocak ( January ) 2019, 18:47
HE ( Home Electronics ) Dergisi,
Eylül-Ekim 2002 sayısının 9 Sayfasını Bora ÇETİN'e Ayırdı.
..
..
AKTUEL Dergisi, 2006 yılının ilk sayısı'nın 3 sayfasını BORA CETIN'e ayırdı.
Gençler; "Zararlı"lardan Uzak Durun.....!
Bora ÇETİN ; yaşamı boyunca UYUŞTURUCU Denemedi ! ,
1971 Yılında Cigarillos içerek başladığı Sigarayı, 26 Kasım 1986'da bıraktı ! ,
Alkol (2 kadeh / 1 Duble) Devam...!
( Bora Cetin, NEVER TRY DRUG's in his Life ! ... and he Stopped Smoke in 1986 and he HATE Smoking ! ...... He just drink, little bit... )
Copyright ©, A.Bora Çetin;
Bu sayfada yer alan tüm yazı ve fotoğraflar "Bora CETIN"e aittir, izinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
( Please Do Not Use Without Permission. )
www.boracetin.com
Ana Sayfa ; www.boracetin.com'a dönmek isterseniz
( Back to the Main Page )