Kent Gözlemcileri
( Kadıköy Town Inspectors )

 

KADIKÖY Aşkı !
Kendimi bildim bileli Kadıköylü'yüm ( Kasım 1957'den beri ! ) Gözümü açtığım, sokaklarında büyüdüğüm, parklarında oynadığım Kadıköy'ü çok seven bir Kadıköy aşığıyım.
Kadıköy'ün güzelliklerini ve değerlerini yitirmeye başladığı 1970'li yıllardan beri, gördüğüm aksaklıkları, çirkinlikleri, Kadıköy'ün güzelliklerini bozan işleri gerekli yerlere bildirmeyi ve düzeltilmesini sağlamayı görev edinmiştim. O zamanlar Lise'ye gidiyordum.
En çok canımı sıkan şey üç tekerlekli seyyar satıcı arabalarıydı, öyle çoğaldılar'ki Kadiköy içinde yürüyemez hale geldik. Birbirleriyle bile kavga ettiklerini anımsıyorum. Bu nedenle birçok kez, Kadıköy emniyet amirliğini aramıştım, onlar'da konu ile Belediye'nin ilgilendiğini haber verip telefonunu vermişlerdi. ( O zamanlar, emn. amirliği "şehremaneti" binasındaydı. Biz'de onun 300 mt. arkasında; PTT Lojmanında oturuyorduk. ) Zabıta'dan kaçan seyyar satıcı konvoyu, bizim PTT nin arka sokağına ( Neşet Ömer sk. )doluşurdu. Bu seyyar satıcılar için, çoğu zaman birşey yapılmadı ve git gide çoğaldılar.
Tabii, yine o zamanlar Kadıköy daha belediye olmamıştı, ve Istanbul belediyesinin Kadıköy birimi bu işlerle ilgileniyordu. 12 Eylül'den sonra, 80'li yıllarda Kadıköy Belediye olunca ( sanıyorum, Osman Hızlan'ın zamanıydı ? ) Bu seyyar satıcılar için, mücadele yapıldı ve biraz azaldılar.
Uğraştığım bir diğer konu'da rıhtımdaki kömür aktarımı işiydi. Şimdiki HAL binasının önünde, çocukluğumdan beri kömür aktarımı yapılırdı. Kıyıya mavnalar yanaşır, bir vinç sürekli bu mavnalardan; at arabalarına ve kamyonlara kömür boşaltırdı.
Ne zaman buradan geçsek ( genelde hep vapur yolculukları öncesi ve sonrası ) gürültü ve pislikten uzaklaşmak için yolumuzu değiştirirdik. Yerler sürekli simsiyah kömürtosu olur, rüzgarda uçar, etrafa dağılırdı. Halbuki, ben rıhtımın o kendine has yuvarlak taşlarının üzerinden, en kıyıdan yürürdüm, Denizi ve suyun dibini görmek için.
Evet, bu rezaletin kalkması için defalarca telefon etmiş, hatta sonunda bir dilekçe bile hazırlamış ancak gönderememiştim.
Canımı en çok sıkan şeylerden biri'de, sürekli oyun oynadığımız "Caferağa" parkının, bir anda yok edilerek yerine o abuk-subuk otopark ve beton salon'un yapılmasıydı. Herşey bir anda oldu, gözlerimizin önünde parkımız yokoldu. Yıllarca, bu olaya bir şey yapamamanın acısını çektim, hala oradan geçerken içim çok sızlar.
İçimi sızlatan "Park Kıyımları"ndan diğer ikisi; Evlendirme Dairesi (merhum !)arkasındaki İskele parkı ve Yoğurtçu Park'dır. Her ikisinde'de çocukluğum geçti, koştum, oynadım, ......
..................
Yıllarca, Kadıköy aşığı olarak gördüğüm aksaklıkları Kadıköy belediyesine telefon ile ulaşarak bildirdim. Bu telefon numarası, sürekli yanımda bir yerde, daha sonra ajandalarımın en başında yazılı olurdu.
Yıllar sonra, nihayet CHP li bir belediye yönetimine kavuşmuştuk. Birçok şey değişti, güzelleşti. Ancak, Kadıköy'de gittikçe büyüdü, nufusu ve sorunları arttı.
En sonunda, Sn. Av. Selami ÖZTÜRK'ün işbaşına gelmesi ile, benim'de yurttaş olarak yıllardır özlemle beklediğim belediyecilik anlayışı ( kısmen'de olsa ) başlamış oldu.
Neydi beni üzen şeyler ? ;
*- Kadıköy'ü Kadıköy yapan tarihi doku gittikçe bozuluyor, yeni yapılaşma adına eskiya ait ne varsa yıkılıyor, yerine beton yapılar dikiliyordu.
*- Bu yeni yapılaşmaya koşut olarak, Kadıköy'ün yeşil dokusu hızla tahrip ediliyor, parklar, ağaçlar, bahçeler hızla yokediliyordu.
*- Kadıköy'ün bir sahil kent'i olduğu unutuluyor, Deniz'in kirletilmesi için elden gelen yapılıyor, sahil dokusu hızla bozuluyordu.
*- Çocukluğumuzun plaj'ları, bir-bir yokediliyordu.

 

Kadıköy'ün Sorunları !
..........................................
Benim gördüğüm aksaklıkları Belediye'ye iletmem gibi, çoğu duyarlı Kadıköylü'nün de benzer sorunları belediye'ye ilettiği düşünülürse, yalnızca bu işle uğraşan bir birimin gerekliliği ortaya çıkmış olmalı ki, "Mavi Masa" adında bir bölüm oluşturuldu. Telefon ve e-posta yolu ile ulaşılan bu bölümde, şikayetler gerekli birimlere ulaştırılıyor ve sonuçları şikayet sahibine geri bildiriliyordu.
Mavi Masa'nın zaman zaman yetersiz kaldığı konularda ise direkt ilgili birimlere ulaşmak gerekiyordu.
Göztepe'den Caddebostan-Erenköy'e taşındığımız 1997 yılından ve emekli olduğum 2003 yılından itibaren, semt sorunları ile ister-istemez daha çok ilgilenir olmuştum. İşimin ve hobilerimin Müzik ile ilgili olması nedeni ile, gürültü kirliliği benim birinci sorunum haline gelmişti.
Korna çalan araçlar için çok fazla yapılacak şey yoktu, ancak "Hoparlörlü Satıcılar" çileden çıkmama yetiyordu.
Düşünerek, sakin ortamda birşeler yaratmak zorunda olanlar, ne demek istediğimi çok iyi anlarlar. 2003 yılı başından itiaren, hoparlörlü sokak satıcılarına savaş açtım. ( hoparlör kullanmayan, kendi sesi ile bağıranları hiç şikayet etmedim ). Genelde bir kamyonet veya station-vagon araçta hoparlör aracılığı ile bağırıp-haykırıp satış yapmaya çalışan; Zerzavatçı, Yorgancı, Sabuncu, Karpuzcu, Battaniyeci ve GÜBREci'leri anında belirleyerek, ( plakaları, araç renk ve modelleri, hatta fotoğrafları ile ) belediyeye bildirdim. ( Bunların, ayrıntıları, plakaları, liste halinde duruyor ! )
Sanıyorum, Göztepe-Erenköy-Caddebostan üçgeninde oturanlar, son iki yıldır bu satıcıların ne kadar azaldıklarını fark etmişlerdir.
Yine son yıllarda beni çileden çıkartan ve çılgına döndüren bir olay'da gittikçe artan "ağaç katliamları" ! Eski ve etkin bir "ÇEVRE"ci olarak, Kadıköy'ü mahveden duyarsız kişi ve kuruluşlarla bu savaşımı sürdürüyorum. Özellikle, kapıcılarına emir vererek evlerinin bahçesinde, kaldırımda yetişmiş SAĞLAM ağaçları, hiç bir neden yokken ( görüntülerini engellediği için ! ) KESTİREN kişilerle tek başıma savaşmaya çalışıyorum.
Bu çalışmalarımı örgütlü biçimde sürdürmek, daha çok semt sakinini'de bilinçlendirmek amacı ile 2004 yılında "Caddebostan Gönüllü"leri ne katıldım ve "Çevre Komitesi" ikinci başkanlığı'nı yaptım.
Bu girişim çerçevesinde, birçok başarılı eylem ve etkinlik yapıtık. Çoğu başarı ile sonuçlandı. Bu etkinlikler için bir de web sayfası oluşturdum. ( Bkz. " Caddebostan Çevre Komitesi " )
En önemli etkinliklerimiz; " Erenköy Tarım İl Müdürlüğü " kurtarılması , " Büyük Klüp Marina " engellenmesi , Caddebostan çevresinde " Ağaç Kıyımı " protesto eylemleri idi.
.................................

 

Kent Gözlemcileri !
Kadıköy'ün sorunları ile yakından ilgilenen, benim gibi birçok duyarlı Kadıköylü'nün olması, Kadıköy Belediyesi'nin yaratıcı ve yenilikçi projelerinden birini daha yaşama geçirmeye yöneltti.
Bu proje'nin gerçekleşmesinde Caddebostan Gönüllüleri eski yöneticisi Sn. Nesibe hn.'ın Kadıköy Belediye'sinde aktif göreve gelmesinde'de büyük katkısı olduğuna inanıyorum.
Kent Gözlemcisi' demek aslında yukarıda saydığım duyarlılıktaki Kadıköy'lülerin biraraya getirilip, sorunları daha kısa sürede iletebilecekleri bir oluşumun örgütlenmiş biçimiydi aslında.
Kadıköy sınırları içerisinde görülen aksaklıkları, olumsuzlukları belediye'ye bildirerek bir an önce çözüme ulaşmasını ve aksaklıkların giderilmesini sağlamak her Kadıköylü'nün, her bilinçli yurttaş'ın görevi olmalıydı.
190 küsur gönüllü, aylarca süren ve Belediye müdürlerince verilen bilgilendirme toplantılarına katıldık. Sonunda, 27 Nisan 2005 Çarşamba günü "Kent Gözlemci"leri olmaya hak kazandık.
Bora ÇETİN olarak beni onurlandıran en önemli unsur; 001 (Bir) Numara'lı Kent Gözlemcisi olmamdı. Bunda; bunca yıldır Kadıköy Belediyesi uzmanlarının, müdürlerinin ve bizzat sevgili başkanımızın "Başını Ağrıtmamın" büyük rolü olsa'da ön adımın "Ahmet" olması nedeni ile alfabetik sıralamanın başında yer aldığım açıklaması, daha mantıklı olacaktır !
Kent Gözlemcisi ... Kent Gözlemcisi
Bora CETIN konuşmasını yaparken.
Bir numara olmam nedeni ile, kartımı almadan önce, Kadıköy Belediyesi'ne yıllardır içimde olan, alçakgönüllü bir "Teşekkür" konuşması yapma fırsatını da değerlendirdim. ( Ancak, neler söylediğimi anımsamıyorum ? , keşke kamera götürseydim )
Kent Gözlemcisi ... Kent Gözlemcisi
Bora CETIN ve Kadıköy Belediye başkanı Sn. Av. Selami ÖZTÜRK

Kent Gözlemcisi
Caddebostan Gönüllüleri, Kent Gözlemcileri.

Evet, Kent Gözlemcileri oluşumu çok güzel, ancak yıllardır sorun iletme sistemini kullanan benim, sürekli dile getirdiğim çok önemli bir sıkıntı var. Sorunların iletilmesi ile sıkıntı bitmiyor. Bu sorunları kısa sürede çözüme ulaştıracak kurumların, seri-kararlı ve yeterli biçimde çalışması gerekiyor. Bunun en önemli muhatabı'da Zabıta güçleri. Belediye'lerin her işe koşturulan "Kolluk Kuvvet"leri olan Zabıta gücünün yeterli olmaması durumunda, ne yazıkki sorunların çözümleri'de askıda kalıyor.
Son yıllarda, tarafımdan iletilen birçok sorun, zaman-zaman bu yetersizlikler nedeni ile ne yazıkki çözüme ulaşmamıştı.
Zabıta konusunu gündeme getirdiğim toplantılarda, yetkililerin verdikleri bilgilere göre; 130 olan Zabıta personeli, bu yıl ortalarından itibaren 60 kişilik ek bir kadroyla 200 kişiye yaklaşıyor. Ancak, yine'de nüfusu milyonları geçen bir kent için yeterli sayı değil.
Umarım, Kent Gözlemcileri oluşumu ile birlikte, Zabıta kurumu'da yeteri kadar güçlendirilir ve sorunların üstesinden kısa sürede gelecek konuma ulaşır.
Kent Gözlemcileri gibi, yaratıcı uygar ve Türkiye'de ilk kez uygulanan bir projeyi yaşama geçiren KADIKÖY BELEDİYE'si ile gurur duyuyor ve övünüyoruz.
Teşekkürler, sevgiler.
Bora CETIN, Caddebostan
30 Nisan (April) 2005 , 11:11

 

Kadıköy Belediyesi Sayfası, Kent Gözlemcileri
Kadıköy Belediyesi Sayfası.

Kadıköy Gazetesi Sayfası, Kent Gözlemcileri
Kadıköy Gazetesi Sayfası.

Kadıköy Belediyesi, Basında Kadıköy Sayfası, Kent Gözlemcileri
Kadıköy Belediyesi, Basında Kadıköy Sayfası.

 

Son Güncelleme ( Last Update ) ; 01 Mayıs ( May ) 2005, 13:50